Hakkımda

Fotoğrafım
Türkiye
Ben artık çekiliyorum hayat al bu yalan dünya da senin olsun...

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Bence Artık sende herkes gibisin......

Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi ta içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Maziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sende herkes gibisin

Gözleirm gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu birazda sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sende herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıstı şimdi yeminim
Kalbimde senini için yok bile kinim
Bence SENDE ŞİMDİ HERKES GİBİSİN.

NAZIM HİKMET
Giderken,
Yanında götür gülüşlerini.
Öpüşlerini.
Özlemeyeyim.
Kokunuda götür.
Arzulamayayım seni.
Tenini.
Yanımdasın zannetmeyeyim.
Sevişmeyeyim gölgenle.
Unutma sakın hayalini.
Onuda götür.
Odamda dolanmasın.
Kırmızı pabuçlarınıda götür.
Gelmesin ayak seslerin.
Gül tablosunu.
Kül tablasını.
Ne varsa.
Kuş tüyü yastığını da al yanına.
Sarılmayayım sen diye.
Yanında götür hasretini.
Burnumda tütmeyesin.
Ve bu sehirden al götür kendini.
Çıkıpta karsıma gelmeyesin.
Kalbinide sök kalbimden.
Yokluğun acıtmasın.
Ellerini de çek ellerimden.
Kanatmasın.
YAnımdan götür maziyi.
HAtırlayıpta hergün,
Yaş düşmesin tek tek gözleirmden.
N'olur sevgilim n'olur.
Allahını seviyorsan.
Al elimden su masum baskışlı resmini.
İstemem tesellisini.
Yakmasın beni ateslerde.
BAkıp bakıp öfkelenmeyeyim.
Öpüp öpüp delilenmeyeyim.
Bende sana ait hiç bir seyin kalmasın.
İstemem bana hatıra 0lmasın.

NİHAT İLİKCİOĞLU

Zannetme ki unutamam....(kendini biliyo)

İçimde yar yarası var
Kanar durur Amman havar
Geçer gider elbet bir gün
Ayrılığın sırası var

Zannetme ki unutamam
Bu gönlümü avutamam
Ateşlerde yansam bile
Gönül yaramı saramam yar
Ben kimleri unutmadım seni de unutacağım
Ecel gelip bulsa bile beni senden alacağım yar

Sen istedin ey sevdiğim
Ayrıldı bak yollarımız
Sonunda muradın oldu
Kapandı gönül sayfamız

Zannetme ki unutamam
Bu gönlümü avutamam
Ateşlerde yansam bile
Gönül yaramı saramam yar
Ben kimleri unutmadım seni de unutacağım
Ecel gelip bulsa bile beni senden alacağım yar

O kendini biliyor....:!!!!!

Mutluyum ben ondan uzak
Hiç derdim yok kafam rahat
Boşuna değer vermişim
Adam saydığım kabahat
Boşuna değer vermişim
İnsan saydığım kabahat

Aramasın aramasın
Bundan sonra aramasın
Ben kendime yar bulurum
O kendi derdine yansın.
Ben kendime yar olurum
O kendi derdine yansın

Hayırsızlar bulsun onu
Mutluluğu bulamasın
Söyleyin o vicdansıza
Bundan sonra aramasın
Söyleyin o kitapsıza
Bundan sonra aramasın.

19 Ekim 2009 Pazartesi

Ömrüm geçti aktı hep boşa!!!

Ömrüm geçti aktı hep boşa
Ne söylesem bostu gitmedi hiç hoşa
Vurmak istedim başımı duvara taşa
Dönüpte bakan olmadı gözümden akan yaşa

Tabip aradım yıllarca gönlümdeki yaraya
Değer vermedim hiçbir zaman köşke saraya
Bu hayatta nice gördüm tapan paraya
Sevda oyununda koyuldum hep son sıraya

Dünyanın sonunda çıkmış çivisi
Sanki tam tersine çevirmiş birisi
Eşya gibi sevgiler, eskidi mi alınır yenisi
Paraya endeksli artık sevenin sevgisi

Anladım artık yeri yok dünyada benim gibinin
Bilmem anlamam sahtesinden sevginin
Ne olduğu belli değil artık insanların niyetinin
Cezası verilir bir gün dünyayı bu hale getirenin


Ağlamak faydasız çare yok akan yaşta
Murada eremedi gönlüm hep yasta
Aşk oyununda yenik düştü kalbim yorgun ve hasta
Sonu hep hüsran rabbim bu kulun ne yapsa


Beceremedim bu hayatta sevmeyi sevilmeyi
Bir gün olsun hak etmedim mi övülmeyi
Beklerken az da olsa sevilmeyi
Yine yedim sonunda bu hayattan tekmeyi


E.c.O

MUTLULUK !!!

Tüm hayallerimi yıktı kalpsizin birisi
İnancım tükendi hayallerim bitti
Ben bir parça mutluluk beklerken
O sadece terkedip gitti

Her gece kendimle basbasa
İçtim ağladım geçen hayatıma
Meyler de teselli olmadı gönül yarama
Ben vefasız kullara çattım

Ben hep güzel günler hayal ettim
Her seferinde kendi kendimi mahvettim
Aradığım sadece bir parça mutluluktu
Düştüğüm gün etrafımda hiç kimsem yoktu

Bekledim kapımı çalar diye bir gün mutluluk
Bekledim bahtım kara yüreğim buruk
Gönül bahcem kuru güllerim soluk
Anladım artık bu dünyada çok bana bir yudum mutluluk..!!


Terk edip gidendi sevgi en mutlu anlarımda
kalbim geride kaldı aşksa tozlu raflarımda
inzivaya çektim hayallerimi
bilmezdim ağlayacağımı sen yokken geçmek bilmeyen gecelerimi

yoksayıp yazdı kader tekrar dertleri üstüme
el vermedi acılar okuduğum kitaplardan ders aldım kendime
yazar bir senaryo yazdı bana kafiyeler arasında
kala kaldım öylece baş başa yalnızlığımla


zor gelsede ağlamak ağladım bu gece
felekle aram iki satır ve bir cümle
geçsede zamanım çabuk ve izinsizce
yaşlarım dökülür kalemime ve dizelerime

sus artık konuşsanda anlamı yok aşkının
ben gömdüm kaldırdım cenazemi yasını tutuyorum
hicran ve eksiklik kader çizgim sonumu bilemiyorum
ve yine sitemim yok tek dileğim mutluluk oda senin olsun!!
SerSerİ84-E.C.O

17 Ekim 2009 Cumartesi

Aceleye gerek yok !!!

Herkes bir arayış içinde, ama hiç kimse ne aradığını bilmiyor.

Sanıyoruz ki çok paramız, sürekli yükselen bir kariyerimiz, bahçeli bir evimiz, spor bir arabamız olunca biz de çok mutlu olacağız.

Hadi maddeciliği bir kenara bırakalım; niye herkes aşktan şikayetçi?

Çevremizde kaç kişinin aşk hayatı iyi gidiyor? Eminim parmakla sayılacak kadar azdır. Ve eminim hiç kimse yanlışın nerede olduğunu da bulamıyordur.

Ben ten uyuşması kadar ruh uyuşmasının önemine inanırım. Hatta insanların eş ruhlarının olduğuna bile inanırım. Ama ruhları olmayan bedenler birbirleriyle ne kadar uyuşabilir ki? Evet, önce göz görür fakat ancak ruh sever. Ayrıca ruhumuz olmadan eş ruhumuzu bulmak gibi bir şansımız olmadığına da eminim... İşte bu yüzden içimiz de sürekli bir eksiklik duygusuyla yaşıyoruz hepimiz, işte bu yüzden sürekli duvarlara çarpıp çarpıp kendimizi kanatıyoruz ve işte bu yüzden mutluluğu bir türlü yakalayamıyoruz...

Gerçekte hız çağında yaşıyoruz. Her şey o kadar hızlı geçiyor ki, ne işe, ne arkadaşlarımıza, ne ailemize, ne çocuğumuza, ne kendimize yeterince vaktimiz kalmıyor. Akrep ve yelkovanla yarış halindeyiz. Bu yüzden bütün ilişkiler yarım yamalak, bütün sevgiler bölük pörçük.

Sevmeye bile vaktimiz yok bizim.

Oysa teknolojinin nimetlerinden fazlasıyla yararlanıyoruz. Ne çamaşır yıkıyoruz ne de bulaşık, çayımızı kahvemizi makineler yapıyor.
İşlerimizi bir telefon, bir faksla hallediyoruz. Uçaklar bizi iki saat içinde dünyanın bir ucuna taşıyor. Hatta artık gitmeye bile gerek yok, internetle dünya elimizin altında. Ama yine de vaktimiz yok işte!
Bence doğanın kara bir laneti. Biz ondan uzaklaştıkça, o da bizden bütün zamanları çalıyor.

Milan Kundera "yavaşlık" adlı kitabında; "yavaşlık hep aldatır,hızlılık ise unutturur" diyor. Telefon hızlılık mesela, konuşulanları,söylenenleri unutturur. Mektupsa yavaşlık, hep vardır ve hep hatırlatır. Evet freni patlamış kamyon gibi yaşamanın hiç anlamı yok.
Ayağımızı gazdan yavaş yavaş çekelim ve biraz mola verip ruhumuzun da bize yetişmesini bekleyelim artık.

Aceleye ne gerek var?

Hayat yalnız biz izin verdiğimiz gibi geçer. İyi ya da kötü hızlı ya da yavaş...

Her şey bizim elimizde, sevgi de, aşk da, başarı da. Ama ancak kendi ruhumuzla buluştuğumuzda...

Can Dündar..